Yünün Hayvanlara Zararı Nedir?

Hayvansal tüketim yalnızca yiyeceklerle sınırlı değildir. Hayvanlardan elde edilen et, süt, yumurta gibi besinlerin yanında deri, kemik, yün gibi yan ürünler de insanlar tarafından kullanılır. Yün nasıl üretilir sorusuna cevap vermeden önce yün kavramının açıklanması çok daha önemlidir. Yüne karşılık gelecek tanımlar, yünün nasıl üretildiğine, yünün içinde bulunduğu sektörlere ve üretiminde ne gibi aşamalar olduğuna dair net bir yanıt oluşturur. Böylece yünün hayvanlara zararı olup olmadığını da daha rahat görebiliriz.

Tüfekçi ve Olfaz’ın , “Yapağının Alternatif Kullanım Alanları” adlı makalesine göre, koyundan kırkılmış kirli yüne “yapağı” adı verilmektedir. Geniş anlamda ise yapağıyı, kırkım esnasında hayvanların üzerinden gömlek halinde çıkarılan ve bükülüp iplik yapılabilen tüm kıllar olarak tanımlarlar. Yün ise koyunların üstünü kaplayan yapağı gömleğinin kırkılmış, yıkanmış ve temizlenmiş halini oluşturur. Ancak bazı hayvanların sırtlarından elde edilen kıllara da yün adı verilir. Buna örnek olarak deve ve tavşan yünü verilebilir.

Özellikle koyun, keçi, deve, lama ve ada tavşanından elde edilen hayvansal kıl kökenli bir türü olan yün genellikle tıpkı kaz tüyünde olduğu gibi canlı hayvanlardan kırkılmak üzere değişik ve çeşitli yöntemlerle elde edilir. Bu tür yüne de kırkım yünü denir. Bu yünün ticari değeri diğer yöntemlerle elde edilen yünlerden çok daha fazladır. Ticari amaçla yapılan üretimlerde yararlanılan çeşitli yöntemler hayvanlara büyük zararlar verir.

Yün Nasıl Elde Edilir?

yünün hayvanlara zararı

Eski çağlardan beri insanlar soğuktan korunmak için yünden yararlanırlar. İlk insanlar önceleri hayvanın postuna sarınarak soğuktan korunurken, daha sonra bu kıllardan iplik yapmayı ve kumaş dokumayı öğrenmişlerdir. Yün çoğunlukla koyundan üretilirken Ankara tavşanı, Ankara keçisi, deve, Kaşmir keçisi, Peru keçisi, lama ve alpaka gibi hayvanların yününden de yararlanılır. 

Zamanla, özellikle yünü için üretilen koyunlar ıslah edilmiş, üstteki kaba ve uzun kıl katmanı yok edilerek yumuşak tüylü koyunlar üretilmiştir. Yün, iklim koşullarına göre, koyunlar yılda bir ya da iki kez kırkılarak elde edilir. Ülkemizde koyunlar genellikle, ilkbahar sonu, yaz başında ve sonbaharda olmak üzere iki kez kırkılır. Yaz başında kırkılan kış yünü yapağı olarak adlandırılırken bu yünün kılları daha uzun ve ince olur.

yünün hayvanlara zararı

Koyun yünü kırkım zamanına bağlı olarak dört ana sınıfa ayrılır. Bunlar genç kuzulardan kırkılan kuzu yünü, ilk yıl kırpılmamış kuzulardan elde edilen kuzu yünüdür. Daha sonraki kırkımlarda elde edilen ana yünü, ölmüş ya da kesilmiş koyun derilerinden kırkılan yünler, kireç ve başka kimyasal maddelere yatırılıp gevşetilir. Bunlar da yolunan deri ya da tabak yünleri olarak adlandırılır. Yünler eğirme ve dokuma için ayrıca sınıflandırılır. Yün ne denli inceyse, ekonomik açıdan o ölçüde değerli sayılır.

Kullanıldığı Alanlar

  • Konfeksiyon
  • Ev tekstili
  • Halıcılık ve döşemecilik
  • Tıbbi tekstiller
  • Geotekstiller
  • Ziraai tekstiller
  • Akıllı materyaller
  • Koruyucu giysiler
  • İzolasyon
  • Organik gübre

Yün Üretimi Hayvanlara Zarar Verir Mi?

Yün, keratinden yani insan saçı ile aynı protein esasından oluşuyor. İnsan saçı gibi, yün de koyun derisi üzerinde büyüyor. Koyunlar genelde yılda bir defa kırkılır ve kırkımdan sonra yün tekrar uzamaya başlar. Genel olarak ayda 6 milimetre uzar ancak bu rakam koyun ırkına, beslenmesine ve ortama bağlı olarak değişkenlik gösterir. Yün üretiminde koyunların kılları hızlı ve güçlü olması için çeşitli inorganik maddelerin kullanımına ilişkin şüpheler de hayvanseverlerin kafasını karıştırır.

yünün hayvanlara zararı

Nasıl ki insanların canı saçları kesilirken acımıyor ise, koyunlar da aslında yünleri kırkılırken acı çekmez. Ancak bunun için kırkımı yapacak kişinin işlemi dikkatle, hayvanın derisine zarar vermeden gerçekleştirmesi gerekir. Koyunların yünleri zamanında kırkılmadığında, yapağı önce kabarıyor ve sonra da dökülüyor. Bu da hayvanın vücudunun çıplak kalmasına neden olabiliyor. Haddinden fazla yün üretmek için, damızlık süreçlerinde koyunların kuyrukları kesiliyor. Ne yazık ki bu işlem hayvanlar acı içinde kıvranırken makasla gaddarca, hiçbir ağrı kesici ya da uyuşturucu verilmeden gerçekleştiriliyor.

Yünün Hayvanlara Zararı Onları Köleleştirmesidir

Koyunlar yün kırpılma alanlarına getirilirken de çeşitli eziyetlerle karşı karşıya kalıyor. Örneğin Avustralya’da bir üretim tesisinde çekilen görüntülerde bir çalışanın koyunu kırpılma alanına getirmek isterken, parmaklarını 2 koyunun anüsüne sokup onları makaslama alanı rampasına doğru ittiği görülüyor. Kırpma işlemini yapanların bu vahşi tavırları sonucunda birçok koyunda açık yaralar oluşuyor. Bir koyunun yarası neredeyse bir insan ayağı uzunluğuna ve kemiğine kadar dayanıyor. Eziyet gören bu koyunlar hiçbir şekilde bir veteriner hekim tarafından tedavi edilmiyor. İnsanlar satın aldıkları ve ilgi gösterdikleri ana maddesi yün olan ürünlere olan ilgileri sebebiyle de bu sürece istemeseler bile katkıda bulunmuş oluyorlar.

https://www.youtube.com/watch?v=rVZw2j7u2RU

Hayvan sağlığına ilişkin standartlar konusunda küresel yetkili kurum olan Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü’nün (OIE) hayvan bakımı konusundaki şartları uluslararası alanda şu maddelerle tanımlıyor:

  • Açlık, kötü beslenme ve susuzluk olmamalı.
  • Korku ve sıkıntı olmamalı.
  • Fiziki ve ısıl rahatsızlık olmamalı.
  • Acı, yara veya hastalık olmamalı.
  • Normal hareket etme özgürlüğü olmalı.

Bu kriterlere göre eğer bir hayvan sağlıklı, rahat, iyi beslenip güvende olursa, acı, korku veya sıkıntı duymuyorsa iyi olduğu varsayılıyor. Aynı hayvan fiziksel ve ruhsal durumu için önemli olan davranışları gösterebiliyorsa, o hayvanın genel refahı iyi sayılıyor. Tüm sıralanan bu kriterler aynı kurum tarafından denetlenmemekle birlikte kriterlere uyulmaması halinde bir yaptırım uygulanamıyor ve yün üretiminde eziyet gören hayvanların derdine ne yazık ki bir çare olmaya yaramıyor.

Yünün Hayvanlara Zararı

Bununla birlikte yünlerinden faydalanmak istenen hayvanlar diğer pek çok alanda da insan sömürüne maruz kalıyorlar ve esir tutuluyorlar. Her şartın gerçekten yerine getirildiğini ve hayvanların “refah” içinde yaşadıklarını varsaysak bile olmamaları gereken bir yerde insanlar tarafından esir tutuldukları gerçeğini değiştiremiyoruz. O nedenle bu hayvanların haklarını korumak yine bizim vicdanımıza kalıyor. Kullandığımız ürünlerde ve giysilerimizde etik seçimler yaparak bu canlıların maruz kaldığı kötü muameleye dur diyebiliriz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir