At Yarışı Gerçekleri

At yarışı tarihi 8. yy’a kadar çok gerilere dayanmakla beraber o zamandan bu yana belli kalıplara girerek günümüze kadar gelmiştir. Başlangıcından itibaren eğlence amacı güden ve spor dalı adı altında geçen at yarışı acaba gerçekten spor etik ve ahlakına uyuyor mu? At yarışı gerçekleri nelerdir gelin birlikte göz atalım.

Spor Nedir?

Spor kelimesi sözlük anlamında ‘Bedeni veya zihni geliştirmek amacıyla kişisel veya toplu olarak gerçekleştirilen, bazı kurallara göre uygulanan hareketlerin tümü’ olarak geçer. Evet TDK’ye göre anlamı bu şekilde. Yani kişinin kendini geliştirmesi veya topluluk olarak beraber yapılan eğlence ya da birlik duygusu yaratan bir şeydir spor peki bir başka canlı üzerinden çıkar sağlamak, onun canını yakmak, maddi kazanç kaynağı olarak görmek spor kelimesinin anlamını karşılıyor mu? Bir canlının canı yanıyorken eğlenmek ve çıkar sağlamak spor ahlakına uyuyor mu?  

Bu sorulara verilecek cevaplar elbette kişiseldir ama bu olayın dünyaca bilinen tanınan sözlük ve sitelerde bile en eski spor(!) dalı olarak geçmesi kesinlikle tartışma konusudur. Şunu düşünün bir koşu yarışında başka bir sporcu ırkı yüzünden haksızlığa uğrasa herkes ayaklanır ve bu tepki çeker. Sizce aynı şey değil mi? At yarışına ses çıkarmıyoruz ama halbuki orada da türcülük var. Sahi bizler sadece işimize gelene ses çıkarıyorduk değil mi? Ucu bize dokunmayana, kendi yapmadıklarımıza… Halbuki özeleştiri ne güzel şey aynın karşısında kendine doğruları söylemek. 

Peki Bu işin Görünmeyen Yüzü Ne?

At Yarışı Gerçekleri

Gerçekler gerçekten acı ama birilerinin bunu söylemesi gerek öyleyse şuradan başlayalım. Bildiğiniz gibi atlar özgür ruhlu hayvanlar ve serbest gezerek otlaması gereken canlılar. Ama bağlı tutuldukları alanlarda çoğunlukla tahıl ürünleri ile beslenirler ve bu mide hastalıklarına yol açar. Gördükleri eğitimlerde ve çıktıkları yarışlarda birçok bağları kopar, kemikleri kırılır.  

Özellikle yarışları kazanmak için iki yaşındaki genç atları seçerler. Bu riskleri daha yüksek bir orana çıkarır çünkü bu atların iskelet yapıları henüz gelişmemiştir. Fiziksel olarak yeterli olmasalar bile yarışmaya zorlanırlar. 

Küçük Alanların Büyük Sorunu

Belki en az bilenenlerden biri de ahırda tutulan atların yaşadıkları. Yetiştiriciler için pratik olmasa da (atların yakın ve kapalı yerlerde olması onlara zaman ve yer tasarrufu sağlar) atlar için ruhsal sıkıntılara yol açar ve çitleri ısırmak, homurtular çıkarmak gibi tepkiler vermeye başlarlar. Daha da kötüsü kendilerine zarar vermeye başlarlar. 

Tatmin Edilemeyen Egolar Acı Sonuçlar Doğuruyor

At Yarışı Gerçekleri

Yarışlarda kırbaçlarla aşırı efor harcatılan atlar sınırları zorlandığı için genelde akciğer kanamalarına yol açar. Melbourne Üniversitesinin yaptığı araştırmaya göre atların %50’sini soluk borusunda, %90’nın akciğerinde kanamalar olur. 

Bunun yanı sıra engelli koşularda ölüm riski 20 kat daha artıyor ve geri dönüşü olmayan korkunç yaralanmalara yol açıyor. 

Peki ya yaralanan atlara ne oluyor? Genellikle at bacağını ya da omzunu kırdığında kemikler birçok parçaya ayrılır ve bir veterinerin bunu iyileştirmesi mümkün olsa da at tekrardan yarışamaz ve artık işe yaramaz(!) Bu durumda ata para harcamaya değmez ve at öldürülür. At kısrak veya damızlık(üreme) potansiyeli olsa bile maliyeti yüksek olur. Ayrıca yaralı atlar zatürreye ve enfeksiyona eğilimlidir. Yetiştirici bunu da göze almaz ve at bu durumda öldürülür.  

Hipodromdan Sofralara Geçiş

Yarış konusunda başarısız veya yaşlı olan atlar ise birçok yerde kesime gidiyor. Evet doğru okudunuz. İnsanların onu bir şeklide kişisel çıkarı için kullanması gerekli çünkü ve bu hiç de steril olmayan uzun yolculuklar halinde oluyor. Bu canlıları başarı aracı olarak kullanan onları kendi egoları uğruna hiçe sayarak, onları doğal olmayan yaşam sürelerine mahkûm eden bir sitem var ne yazık ki. Onları kazanan ve kaybeden olarak gruplandırıp her şeklide kendi çıkarı için kullanan insan kendi ne kadar dev aynasında görüyor bunu anlamak zor olmasa gerek. 

KAYNAK: Animals Australia

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir