Veganlara En Sık Sorulan Sorular Nelerdir?

Veganlara en sık sorulan sorular arasında akla ilk gelen veganlığın tanımıdır. Veganlığı kısaca hayvanların ahlaken önemli olduklarını düşünen, bu sebeple hayvanları eşya ve kaynak olarak kullanmaya son vermek amacıyla hareket eden bir kavram olarak tanımlamak mümkündür. Veganların gıda, giyim, eğlence ya da herhangi başka bir amaçla hayvan kullanmadığını bilmeyen insanlar veganlara çeşitli ya da garip sorular soruyorlar. İşte biz de veganlara en sık sorulan sorular arasından 10 tanesini sizin için derledik ve bu sorulara cevap verdik.

1. Proteinini Nereden Alıyorsun?

Veganlara en sık sorulan sorular

İster vegan ister vejetaryen olun bunu öğrenen herkesin soracağı ilk soru bu olacaktır. Eğer canınız gıcıklık yapmak istiyorsa bir kişinin günlük protein ihtiyacının ne kadar olduğunu bilip bilmediklerini sorabilirsiniz. Bunu bilmedikleri ve kendilerinin ne kadar protein aldığı konusunda en ufak bir fikirleri olmadığı halde size bu soruyu soruyor olmaları ne garip öyle değil mi? Ama bizim amacımız kimseye gıcıklık yapmak değil. Ne yazık ki insanlar proteinin sadece etten ve süt ürünlerinden alınabildiğini sanıyorlar ve bizim amacımız bu algıyı değiştirip onlara proteinin bitkilerden de alınabildiğini anlatmak.

Protein soya fasulyesinde, mercimekte, kuru fasulyede, kabak çekirdeğinde ve daha başka bir sürü sebzede ve tohumda bulunuyor. Bilinenin aksine bu besinlerden alacağınız protein hayvansal proteinden daha işlevsiz değildir. Aksine daha sağlıklıdır ve yanında doymuş yağ, gereksiz kalori, antibiyotik ve çeşitli hormonlar da almamış olursunuz. Bu cevabı beğenmeyenlere daha bilimsel bir açıklama da yapabilirsiniz. Protein, yiyeceklerin bir bütün olarak kalmasını sağlayan bir bileşendir ve yenilebilir her şeyde bir miktar da olsa vardır.

2. Et yemek İnsanın Doğasında Yok Mu?

Veganlara en sık sorulan sorular

İnsan bir elmayı dalından koparıp yiyebiliyor. Peki bir tavuğu ya da başka bir hayvanı elma gibi basitçe alıp yiyebilir mi? Elbette hayır. Bir hayvanı yemek için önce onu avlamalı sonra tüylerini temizlemeli ve ardından pişirmelidir. Oysa insanların veganlığı “o halde aslan da geyiği yemesin” örneğiyle çökertmeye çalıştığı ortalama bir aslan zebrayı, bir kaplan ceylanı, bir kurt kuzuyu pençeleriyle avlayıp pişirmeden yiyebilir. Bu şekilde beslenen yırtıcı bir hayvan, avını yakalayabilmek için çeşitli özelliklere, bunu yapabilmek için pençelere, çiğ eti kopararak yemeye uygun çene yapısına ve dişlere ve bunu sindirebileceği mide ve bağırsak yapısına sahiptir. Bu hayvanların hiç biri etlerini marketten satın almaz ve ileride de yemek için daha fazla hayvanı öldürüp stoklamaz. Yalnızca ihtiyaçları olduğunda avlanırlar. Fakat insanlar etlerini marketlerin kasap reyonundan alırlar ve bunun atalarının da yaptığı bir şey olduğunu düşünürler. Üstelik eti pişirerek yedikleri halde sindirmeleri günler sürer. Daha da ilerisinde uzun süreli tüketimde çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşırlar.

İnsanların diş ve çene yapısı etçil bir tür olmadığımızı gösterir niteliktedir. Avlanmak için özel güçlerimiz, gece görüşü ve pençeler gibi vücudumuzun bir uzantısı yoktur. Midemizde eti sindirmek için diğer etle beslenen hayvanlarda olan gerekli bakteriler de bulunmaz. Tarihsel bağlamda geçmişten günümüze kadar insanların et yemesi kültürel evrimin ürünüdür, biyolojik evrimin değil. Bununla birlikte insanlığın ahlaksal evrimi de burada bahsetmemiz gereken bir diğer unsurdur. Et yemeyi evrimsel olarak değerlendirilirken insanın ahlaki evrimini de mutlaka değerlendirmemiz gerekir. Bu konudaki görüşe kısa bir video olan “Ama Aslan da Geyiği Yiyor” videosundan ulaşabilirsiniz.

3. Ama Tanrı Onları Yiyelim Diye Yarattı. Tanrıya Karşı Mı Geliyorsunuz?

Veganlara en sık sorulan sorular

Veganlara en sık sorulan sorular arasında ilk üçte yer alan sorulardan biri de budur. Veganlar arasında ateistler ve agnostikler olduğu gibi, Müslümanlar, Hristiyanlar, Museviler, Hindular, Budistler ve diğer inançlara sahip kişiler de bulunuyor. İnanılan her din bize hayvanlara gereksiz yere zarar vermenin yanlış olduğunu söyler. Eğer yaşadığınız dönemde hayvanları yemeye, giymeye, ya da başka şekillerde kullanmaya hiçbir ihtiyacınız yoksa hayvanları kullanarak onlara gereksiz yere zarar vermiş olursunuz. Hayvanların yetiştirildiği yerlerde mutlu oldukları ya da refah içinde yaşadıkları yalnızca et ve süt ürünleri üreticilerinin iddia ettiği bir durumdur. Ancak binlerce hayvanla iç içe yaşamak zorunda kalan, kafeslerde büyüyen, yavrularından ayrılan, annelerinin sütünü ememeyen onlarca canlının refah içinde yaşadığını düşünmek büyük bir hatadır.

Hayvanları kullanmaya günümüzde artık gerek olmadığını birçok tıp ve beslenme kurumu sürekli olarak nedenleriyle birlikte açıklıyor. Bu durumda veganlık, inandığınız dinle çelişmiyor aksine dininizin bir şekilde emirlerini uygulamanın yegane yolu haline dönüşüyor. O nedenle lütfen öldürmeyelim; onları koruyalım ve yaşatalım.

4. Sürekli Ot Yemek Sıkıcı Değil Mi?

Tabii ki bu sorunun yanıtı kocaman bir hayır! Radikal bir karar alıp bitkisel beslenmeye geçtiğinizde kendiniz ve çevreniz için kullanabileceğiniz sayısız bitkisel besin deposu elinizin altında bulunuyor. Yeşilliklerden, tahıllara, baklagillere, kuru yemişlere, çekirdekli bitkilere ve çok sevilen mevsimlik meyveler bize sayısız alternatif sunuyor. Eğer olur da bugün kendime ne hazırlasam diye düşünürseniz de sayısız seçenek ve tarife ulaşmak artık çok kolay. Üstelik bu sayede bitkilerle yeni şeyler yapmanın yollarını da öğreniyorsunuz. Mesela siz taze fasülyeden burger köftesi yapmayı hiç denediniz mi? Biz denedik!

5. Yani Peynir Yemiyor Musun?

Veganlara en sık sorulan sorular

Veganlara en sık sorulan sorular arasında en önde gelenlerdendir peynir sorusudur. Peynir hemen hemen herkesin çok severek tükettiği bir gıda. Çoğumuz için vazgeçilemez olduğunu da biliyoruz. Ama unutmayın ki hayvansal peynirden vazgeçemiyor olmamızın en büyük sebebi yaptığı bağımlılık! Bununla birlikte peynir dendiğinde çeşitli vegan peynirler de gıda seçeneklerimizin arasında yer alıyor. Özellikle badem ve kamu peynirleri veganların severek tükettiği peynirlerden. Eğer bu biraz pahalı geliyorsa patatesten de peynir yapabileceğinizi unutmayın. Kısacası peynir yerine koyabileceğiniz daha sağlıklı bitkisel muadil seçenekler mevcut!

Süt ürünlerinin neden sağlığa zararlı olduklarını ve etik açıdan ne gizi sıkıntılara sebep olduğunu Vegan Patates’in “Süt ve Süt Ürünleri Hakkında Bİlinmeyenler” videosundan izleyebilirsiniz.

6. Eğer İnekleri Sağmazsak Memeleri Patlamaz Mı?

Normal şartlarda inekler de tıpkı diğer memeli hayvan dişileri gibi yavruladıktan sonra belli bir süre ve sınırlı miktarda süt verirler. Bu sütün amacı buzağının beslenmesidir. İneklerin sürekli olarak süt verdiği düşünmek yanlış bir düşünceden ibarettir. İneklerin sütlerini sağarak onlara yardım ettiğimiz düşüncesi insanların vicdanlarını rahatlatmak için kendilerine anlattığı hikayelerden başka bir şey değil. Gerçekte olan şeyler ise; kendi amaçlarımız için bir hayvanı tutsak etmek, birinin malı olarak dünyaya gelmesine sebep olmak, boynuzlarını kesmek, üremesini manipüle etmek, yavrusunu elinden almak, ve bir süre kullanıp birkaç yıl içinde de ölümüne sebebiyet vermektir. İnekler sağılmadıklarında herhangi bir acı hissediyorlarsa da bunun sebebi yine insanlardır. İnsanlar inekleri acı çekmemeleri için değil kendi çıkarları için sağar. Süt ile ilgili etik duruşun ayrıntıları için “Veganlar Neden Süt İçmez?” yazısına göz atabilirsiniz.

7. Bitkilerin de canı yok mu?

Evet, bitkiler de canlıdır. Ancak merkezi sinir sistemleri olmadığı için acıyı hissedemezler. Güncel araştırmalar bitkilerin bazı yönelimlerinin, çeşitli salgılar üretmelerinin acı çektikleri anlamına gelmeyeceğini göstermektedir.

Bununla birlikte bitkilerin acı çekme ihtimalinin olması hayvanların her koşulda acı çektiği gerçeğini değiştirmez. Mesele yaşamımız boyunca mümkün olan en az zararı vermek, acı kaçınılmaz olsa dahi burada seçim en azı üzerinden tercihte bulunmak olmalıdır. Bitkilerin acıyı hissettikleri bir an için kabul edilse dahi tarım yalnızca insanlar için yapılan bir şey değildir. Hayvanları beslemek için de tarım yapılır. Yani bu durumda hayvan yemek hem bitkilere hem de hayvanlara acı çektirmek anlamına gelir. Lütfen bunları unutmayalım, unutanlara hatırlatalım.

8. İnsani Kesim İle Öldürülen Hayvanların Canı Yanmaz!

Bu iddianın aksine yaşanılan durum tam anlamıyla acayip bir acı silsilesidir! Bıçak, hayvanın boğazına vurulduğunda, önce deriyi keser. Hayvan ilk olarak bunun acısı duyar. Sonra deri altı dokular, kaslar ve gırtlak kesilir. Onların acısını da duyar. Birden bire kan boşalınca kan basıncı düşer. Onun acısını da yaşar. Sonra hayvan o kanın kokusunu alır ve o sırada nefes almaya devam eder. Nefes aldığında giden kan, akciğerlerini yakar. Bu durum dakikalarca sürebilir. Yapılan bilimsel bir çalışmada bu durumun 680 saniyeye kadar uzadığını görmüşler. Hayvanın boğazı kesilince artık acı duymadığı ve öldüğü zannedilir. Oysa, durum öyle değildir. Gerçekte hayvanın bilinci hala açıktır ve beyin ölümü gerçekleşene kadar bu acıyı hisseder. Beyin ölümü ise 10 dakika kadar sürebilir.

Geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de bir üniversitede Islami usullere uygun yapılan kesimlerde hayvanların acı çekmediğine dair bir araştırma yapıldığı iddia edilmiştir. Ancak bahsi geçen araştırma incelendiğinde araştırmanın hiçbir bilimsel temeli olmadığı rahatlıkla görülebilir. Sözde araştırmada lise seviyesinde biyoloji bilgisi olan herhangi birinin dahi bileceği kontrol grubu bile bulunmamaktadır.

9. Vegan Olmak Çok Pahalı Değil Mi?

Gerçekte hayvansal ürünler tüketmek yerine sebze ve bakliyat tüketmek daha ucuz bir beslenme düzeni anlamına gelir. Elbette marketten bitkisel süt ya da soya etleri almak istediğinizde bunlar bir miktar pahalı olabilir. Ancak vegan olmak için her öğünde tofu yemek, her gün kinoalı salatalar yapmak ya da pahalı vegan restoranlara gitmek gerekmiyor. Pek çok vegan tofu veya sofa ürünlerinden elde edilmiş hazır ürünleri satın almayı da tercih etmiyor. Veganlık tek başına pahalı değildir; veganlığı pahalı yapan şey veganlık için pazarlanan ürünleridir. Hazır ve işlenmiş vegan ürünleri almak yerine taze sebzelerle ve meyvelerle evde kendiniz istediğiniz yemeği yapabilirsiniz.

Bununla birlikte vegan ürünlere olan talep henüz hayvansal ürünlere olan talebin yanında çok küçük kalıyor. Bu yüzden bitkisel süt ürünlerinde ve tofu, soya gibi bitkisel et muadillerinde ucuz fiyatlarla karşılaşmamak da çok normal. Vegan ürünlere talebin arttığı gelişmiş ülkelerde bu fiyat farkı ya çok az ya da neredeyse hiç yok. Türkiye’de bu talebin daha düşük kalması veganlara özel olarak üretilen ürünlerin pahalı olmasına neden oluyor.

10. Peki Şimdi Siz Ne Yiyorsunuz?

Beslenmemizden onca şeyi çıkarınca geriye ne kaldı diye düşünebilirsiniz. Ancak o kadar da karamsar olmaya hiç gerek yok. Çünkü bakliyatlar nohut, mercimek, bezelye, fasulye, barbunya, sebzeler, tüm yeşil bitkiler, soya ürünleri, işlem görmemiş kuruyemişler, kuru meyveler, bitkisel yağlar, tahıllar, bitter çikolata, tofu, soya ürünleri vegan beslenmenin vazgeçilmezleridir. Günümüzde geleneksel yemek tariflerinin pek çok vegan alternatifi de mevcuttur. Hal böyleyken ne yiyorsunuz demek, bilinçsizce sorulan başka bir sorudan öteye geçemeyecektir.


Şimdi sizdeyiz: Vegan olduğunuzu duyanların size sorduğu en garip soru neydi?

One thought on “Veganlara En Sık Sorulan Sorular Nelerdir?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir