Deniz Yosunu: Sürdürülebilir geleceğin anahtarı

Deniz yosununun gıda ve ilaç sektörlerinde kullanımı, özellikle yeryüzündeki kıyı şehirlerinde günümüzden binlerce yıl öncesine kadar dayanıyor. Deniz yosunu, Asya mutfağını oluşturan Japonya, Kore ve Çin gibi ülkelerde uzun ve zengin bir tarihe sahip. Mutfak ve tıp alanlarında kullanımı köklü bir geçmişe dayanmasında rağmen, deniz yosunuyla ilgili olarak geliştirilen yenilikler; artık deniz bitkilerinin düşünüldüğünden çok daha fazla yarar sağlayabildiklerini kanıtlar nitelikte.

Deniz yosunu, iklim krizini önemli ölçüde hafifletmeden tutun, daha sürdürülebilir bir enerji kaynağı olarak tüketilebilmesine kadar; gezegenimizin acil üzerinde durulması gereken çevresel sorunlarından bazılarında bizlere yardımcı olabilme potansiyeli taşıyor.

Deniz Yosunları: Denizin Bitkileri

Seaweed’in sitesine göre, 10.000’den fazla farklı deniz yosunu türü bulunuyor. Bu türler üç ana kategoride inceleniyor: kahverengi algler, kırmızı algler ve yeşil algler. En yaygın yosun çeşitleri de; kombu, wakame, kelp ve nori. Wakame, suşi yapımında yaygın olarak tercih edildiği için muhtemelen en iyi bilinen su yosunu türü.

Su yosunları; vitamin, mineral, lif, protein ve antioksidanlar açısından son derece zengin içeriğe sahipler. Bu özellikleri de onları oldukça besleyici bir gıda opsiyonu yapıyor. Deniz yosunları ayrıca sürdürülebilirdir canlılardır; büyük bir karbon tutucudurlar. Nature Geoscience dergisinde yayınlanan 2016 tarihli bir araştırmada deniz yosunlarının, her yıl dünya çapında 175 milyon tona kadar karbondioksiti absorbe edebildiği yayınlandı. Deniz yosununun tarımsal maliyetine bakacak olursak, yetiştirmek için gübre veya tatlı su gerektirmiyor çünkü okyanusta ve denizlerde kendiliğinden yetişiyor. Ayrıca su yosunları oldukça hızlı büyürler. Okyanus ekosistemini koruma örgütlerinden biri olan Oceana‘ya göre; dev kelp (giant kelp), günde ortalama 25 cm kadar büyüyebilen, bu özelliğiyle de dünyadaki hızlı büyüyen önemli bitkilerden biridir. İdeal koşullar altında, günde 60 cm kadar, yani ortalama büyüme oranının iki katından da fazla büyüyebilir.

Bütün bu özelliklerinin sonucu olarak; pek çok sürdürülebilir protein firması, geleceğin gıda maddesi olarak deniz yosununa yöneliyor. California merkezli Trophic girişimi, bitki bazlı domuz pastırması yapmak için kırmızı deniz yosunu kullanırken; İspanya kökenli girişimlerden olan NovaMeat, 3D baskılı biftek üretebilmek için deniz yosununu tercih ediyor. Sürdürülebilir gıda markası Akua da; okyanus ortamında yetiştirilen yosun, mantar ve diğer alternatif vegan malzemelerden hamburger üretiyor.

Şu sıralar gelişen teknoloji sayesinde ortaya konulan yenilikler, artık deniz yosunu kullanımının, mutfağın çok ötesine geçtiğini gözler önüne seriyor.

Deniz Yosunu Kullanım Alanları

Biyoyakıt: Çok uzak olmayan bir gelecekte, arabalar deniz yosunu bazlı biyoyakıtla çalıştırılabilir. Deniz yosunu, etanol gibi enerji formlarına dönüştürülebilir. Yakıldıklarında deniz yosunları da sera gazı salımına neden olsa da, yosunlar fosil yakıtlara sürdürülebilir, düşük emisyonlu bir alternatif sunar.

Ambalaj: Deniz bitkileri, plastiğe benzer özellikte polimerlere sahiptir. Ancak plastiğin aksine sürdürülebilirler. İngiltere’deki yeni şirketler Lucazade ve Notpla, plastik atık sorununu çözmek için yenilebilir vegan deniz yosunu kapsülleri geliştirdi. Plastik şişelere bir alternatif olan Ooho, biyolojik olarak parçalanabilen küçük yenilebilir içecek poşetleri şeklinde kullanıma sunuldu. Yağlar, soslar ve baharatları paketlemede de Ooho ambalajları kullanılabiliyor.

Görsel: notpla.com

Yapı Malzemeleri: Çin’n Shandong eyaletindeki deniz yosunu bungalovları, yosun çatılara sahip. Evleri örtmek için bitkilerin kullanılması eski zamanlardan beri var olan bir uygulamadır. Yosun ise güçlü, dayanıklı, küf ve böceklere karşı dayanıklı ve yanıcı değildir. Bu da onu uygun ve sürdürülebilir bir yapı malzemesi yapar.

Giyim ve Konfeksiyon: Deniz yosunundan yapılmış bir kıyafet mi? Markalar zaten ürünlerinde deniz bitkilerini kullanıyor. İsrail’deki bir teknoloji girişimi Algaeing, yosun kullanarak giysiler üretiyor. Pangaia’nın tişörtleri, deniz yosunu ve GOTS sertifikalı organik pamuğun bir kombinasyonunu içeriyor. Kanye’nin Yeezy ayakkabıları  bile kısmen alglerden yapılmış.

Enerji: 2013 yılında dünyanın ilk yosunla enerji kullanan binası, Almanya’nın Hamburg kentinde açıldı. Özetle, fotosentez sırasında algler güneş ışığından enerji üretir. Üretilen ısı daha sonra yakalanabilir ve güç olarak kullanılabilir.

Görsel: Almanya – Hamburg: yosun ile enerji sağlayan bina. / Getty Images

 

Kaynak: livekindly.co/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir