BM Raporu: İklim Değişikliğini Durdurmak İçin Sadece 5 Yılımız Var!

9 Ağustos 2021 tarihinde yayınlanan Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporuna göre insan faaliyetleri, yaşanan bu iklim değişikliğinden kesinlikle “sorumlu”. Dahası, gezegenin ortalama sıcaklığının, endüstriyel üretime geçişten sonraki dönemin 1-1,5 °C üzerlerine çıkmasını engellemek için sadece birkaç yılımız kaldı. IPCC, altıncı raporunda, son dönemlerde artış gösteren sel ve kuraklık vakalarına, yükselen deniz seviyelerine, sıcak hava dalgalarına, buzulların erimesine; bütün bunlara sebep olan dünya yüzey sıcaklığında meydana gelen 1,1°C’lik artışın sorumlusunun kesinlikle insanlık olduğunu kanıtlayan verileri bir araya getirdi. İnsanların sebep olduğu hasarların bir kısmının ise hiçbir şekilde geri döndürülemez olduğu rapora eklendi.

BM Genel Sekreteri Antonio Gutierrez, rapor için “Bu, insanlık için bir kırmızı kod. Alarm çanları bütün gürültüsüyle çalıyor. Gözümüzün önündeki kanıtları asla reddedemeyiz, dünyanın başı büyük dertte. Fosil yakıtların kullanılması ve ormanların katledilmesinden kaynaklanan sera gazı emisyonları, gezegenimizi boğuyor ve milyarlarca insanın hayatını tehdit ediyor.” ifadelerini kullandı.

Görsel: jpost.com

IPCC, raporunda; insanlığın sera gazı emisyonlarını azaltmasının aciliyeti ve önemi vurgulanıyor. IPCC eski başkan yardımcısı Ko Barrett, CNN’e şu şekilde konuştu: “İhtiyacımız olan şey, gerçekten eşi benzeri görülmemiş bir değişim. 2050 yılına kadar, sera gazı emisyonlarını tamamıyla 0’a indirmemiz gerekiyor. Hala ileride bir umut ışığı görülüyor, bu yüzden umudumuzu kaybetmeden yapabileceklerimize odaklanmalı ve elimizden gelenin en iyisini dünyaya vermeliyiz.”

Hayvansal Tarım ve İklim Krizi

IPCC’nin yaklaşık 4.000 sayfalık raporu, 197 ülkeden liderlerin bir araya gelerek küresel iklim kriziyle başa çıkma yolları üzerinde tartışacağı, İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlenecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26)’nın öncesinde yayınlandı. Bu haftaki IPCC raporu önümüzdeki sene, biri çözümler üzerine odaklanacak iki raporla birlikte desteklenecek.

Vegan iklim aktivisti Greta Thunberg’e göre IPCC raporu, dünya liderlerinin artık iklim değişikliği krizini görmezden gelemeyeceklerini ve bir araya gelerek çözüm üzerine odaklanmaları gerektiğini gözler önüne seriyor. Thunberg, konuyla ilgili bir Tweet’inde: “IPCC’nin raporuna göre şu anki karbon bütçesi, mevcut gaz emisyonu oranını göz önünde bulundurursak 1,5 °C’lik sıcaklık artışının yaşanması için 5 yıl gibi bir süremiz var. Belki bazıları, iktidar sahiplerine bu soruna nasıl bir çözüm düşündüklerini sorabilir.” şeklinde fikrini belirtti.

İklim görüşmeleri sırasında hayvansal tarımın nasıl ve hangi sıklıkla göz ardı edildiğine dikkat çekmek için Thunberg geçtiğimiz günlerde, hayvan hakları organizasyonu Mercy for Animals ile ortaklaşa hazırladıkları filmi yayınladı. Filmde Thunberg; iklim krizinin en önemli aktörü olarak fosil yakıtların suçlandığını, ancak sera gazı emisyonlarının 4’te 1’lik bir kısmının kaynağı olan hayvan endüstrisinin çoğunlukla göz ardı edildiğini belirtiyor. Buzullar hariç dünyanın kara kütlesinin %30’u hayvan yetiştiriciliği amacıyla kullanılıyor ve tüm ekili alanlar içinde %33’lük alan, yetiştirilen hayvanların beslenmesi için hizmet veriyor. Thunberg, bütün insanların bitki temelli beslenmesi durumunda; yıllık 8 milyar ton karbondioksit salınımının engelleneceğini ve tarım için şu anki toprakların yalnızca %24’ünü kullanacağımızı ifade ediyor.

İngiltere’nin Cornwall kentinde düzenlenen G7 Konferansı’na katılan dünya liderlerini duyarsız bir şekilde hayvansal gıdaları tüketmekle suçlayan Thunberg, iklim krizinin arkasındaki ana kaynağı hayvan endüstrisi olarak gören tek aktivist değil. Geçtiğimiz yıl, ünlü primatolog Jane Goodall da; et üretimi başta olmak üzere hayvansal tarımın, iklim krizindeki etkisine ve konu hakkındaki endişelerine değinmişti: “Bu kadar et yemekten vazgeçseydik, şimdiden çok daha farklı olurdu. Çünkü bütün bu milyarlarca çiftlik hayvanı, bize yiyecek olması için sıkışık bir şekilde kamplarda tutuluyorlar. Ve hepimizin bildiği üzere, bu hayvanların beslenmesi için çevre trajedik bir şekilde katlediliyor. Tohumları hayvanlara, hayvanları kesimhanelere, etleri de evlere götürmek için lojistik alanında tonlarca fosil yakıt harcanıyor. Dünyada bugün su kıtlığı yaşayan ve milyonlarca insanın bu kıtlıklar sebebiyle öldüğü pek çok yer varken, tonlarca su hayvansal et üretimi için çarçur ediliyor. Ve en sonunda da, bütün bu hayvanlar sindirimleri sonucu atmosfere metan gazı salınımında bulunuyorlar; ki metan gazı son derece tehlikeli bir sera gazı.”

Hayvansal Tarım Yerine Bitkisel Beslenmenin Tercih Edilmesi

Görsel: Jo Anne Mcarthur / Unsplash

Hayvan sömürü sisteminin iklim krizinin başrol oyuncularından biri olduğu artık bir sır değil ve bunu ortaya koyan çalışmaların sayısı da günden güne artıyor. 2018 yılında Oxford Üniversitesi araştırmacıları, toplam 119 ülkedeki yaklaşık 40.000 çiftlik üzerinde 40 ürünün üretiminin çevresel etkilerini inceleyerek bu alandaki en kapsamlı çalışmalardan birini yayımladılar. Araştırmacılar, sera gazı emisyonlarının %60’lık bir bölümünün et ve süt ürünleri endüstrisi olduğu sonucuna varırken, bireylerin diyetlerinde tamamen bitki temelli beslenerek karbon ayak izlerini %73’e kadar azaltabileceklerini ortaya koydular. Dahası araştırmacılar, Thunberg’in de belirttiği gibi, hayvansal tarımın durdurulması halinde tarım arazilerinin dünyadaki oranının %75 azalacağını öngördüler.

Çalışmada geçen bir yılın ardından veganlığı tercih eden, çalışmanın baş yazarı Joseph Poore, çalışma hakkında “Vegan beslenme yalnızca sera gazı emisyonlarını değil; aynı zamanda küresel asitlenme, ötrofikasyon, tarımsal arazilerin ve suyun aşırı kullanımı gibi sorunların da önüne geçmemiz için en güçlü alternatif olarak gözüküyor.” şeklinde konuştu.

 

Kaynak: vegnews.com/
Kapak görseli: Markus Spiske / Unsplash

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir