Ordusuz Ülke Kosta Rika’nın İklim Aktivistleri: Christiana Figueres ve Jose Figueres Ferrer

Kosta Rika, topraklarında bir ordu veya askeri üs bulunmayan en büyük ülke. 1948 yılında, ordusunu lağveden Kosta Rika, bu yıldan itibaren orduya harcanacak parayı eğitim ve sağlık sistemine harcamış. Kosta Rikalılar kendi ordularını, öğretmen ve öğrencilerden oluşan bir ordumuz var diyerek tanımlıyor. “Barış yalnızca silahların olmayışı değil, aynı zamanda yoksullara karşı da şiddetsizlik tavrıdır. Amacımız yoksul, evsiz insanlara yardım eli uzatmak, devlet hastanelerinde onlara ilgi göstermek, eğitim sisteminde de bu tavrı sürdürmek” diyorlar.

Jose Figueres Ferrer, Kosta Rika’nın ordusuzlaşma konusunda temeller atan, önde gelen başkanlarındandır. ABD Boston’da okuduğu ve çalıştığı dönemlerde, sabahları çalışıp geceleri Boston Halk Kütüphanesi’nde okumalar yaparak kendini geliştirmiştir. Figueres, “kütüphanelerde okuduklarım daha mükemmel bir dünyayı düşlemek yolunda zihnimi ateşe verdi” diye yazarak ülkesinde yaptığı politik değişimlerin temelindeki bilgi birikiminden bahseder. H. G. Wells’in Tarihin Ana Hatları kitabının son bölümünde “orduların, donanmaların ve zengin ya da fakir, işsiz insan sınıflarının bulunmadığı” bir geleceği savunmasından oldukça etkilendiğini söyler.

Jose Figueres Ferrer – Orduyu lağvettikten sonra temsilen duvarları yıkıyor. Kaynak: https://www.attendly.com/what-happens-when-a-country-abolishes-its-army/

Figueres Ferrer, Kosta Rika’ya döndüğünde kolektif bir çiftlik kurup burayı bir topluluk kooperatifi gibi yönetir. 1942 yılında kendini tamamen topluluğuna, toprağa, çiftliğine ve kitaplarına adamıştır. Siyasetten uzak durmaya çalışırken toplum siyasetinin en önemli isimlerinden biri olur. Figueres bir gün, radyo programında kendine birkaç saatlik bir program kiralayıp mevcut hükümetin yetersizliğini ve siyasi muhalefete karşı hoşgörüsüzlüğünü kınadığı bir konuşma gerçekleştirir. Ancak konuşmasını bitiremeden polislerin radyo istasyonunu basması ile tutuklanıp Meksika’ya sürgüne gönderilir. Meksika’da Karayip Adaları’ndaki diktatörleri devirmek için farklı yerlerden gelen komünistlerle tanışır. Meksika’da bir pakt oluştururlar. 1948 yılında Kosta Rika başkanı Calderon’un seçimi kaybetmesine rağmen iktidarı bırakmadığını öğrenen Figueres, yedi arkadaşı ile birlikte Kosta Rika’daki çiftliğine döner. Beş hafta süren iç çatışmalarda 4000 kişi hayatını kaybeder ve çatışmalar sonucunda Figueres’in devrimci ordusu galip gelir. İktidara gelince yaptığı ilk işlerden biri orduyu lağvetmek olur. Sonraki süreçte ise kendi isteği ile iktidarı bırakarak, 1948 seçiminde galip gelen ancak Calderon iktidarı bırakmadığı için iktidara gelemeyen Otilio Ulate’ye devreder. 1953-1970 yıllarındaki seçimlerde ise Figueres yeniden başkan seçilir.

Kosta Rikalılar, ordunun yerine uluslararası hukuk sistemini koyduklarından bahseder. “En iyi savunmamız, savunmasız olmak. Orduya sahip olmamak sizi daha zayıf değil, daha güçlü kılar. İşgal edilemeyecek kadar zayıf olduğumuzdan, ahlaki gücümüz atom bombasından çok daha kuvvetli olduğundan, kimse bizi işgal edemez. Tüm dünyanın siyasi iradesi bizim ordumuz.” Kosta Rikalılar, bir askeri savaşla tehdit edildikleri her an ülkelerini uluslararası hukuka ve kuruluşlara başvurarak koruduklarını ve şimdiye kadar hiçbir tehditte bu yöntemlerle yenik düşmediklerinden bahsederler.

“Yıllık 5 milyon dolarlık bütçeye sahip 10 bin kişilik bir ordumuz olduğunu varsayalım. ABD’nin bizi yeniden işgal etmeye karar verdiğini varsayalım. ABD’yi gerçekten durdurabilecek miyiz? Tek bir roketin maliyeti yıllık bütçemizden fazla. Sizi asla savunamayacak bir savuma kuvvetine sahip olmayı gerçekten istiyor muyuz? Bu çok mantıksız. Dünyada bugün yapılan askeri harcamalardan çok cüzi bir miktar ayırarak bu gezegendeki herkese içme suyu ulaştırabilir ve herkesi eğitebiliriz.”

İklim Lideri Christiana Figueres

Figueres’in kızı Christiana Figueres ise bugün, Birleşmiş Milletler iklim lideri olarak anılıyor. İklim sorunları ile ilgili sorunları dile getiriyor. İklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma, enerji, arazi kullanımı, teknik ve finansal işbirliği alanlarında çalışmıştır. Yakın zamanda, bitki bazlı et üretimi yapan Impossible Foods şirketinin de yönetim kuruluna katıldı. Daha önce 2010-2016 yılları arasında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çevre Sözleşmesi’nin (UNFCCC) icra sekreteri olarak da görev yapmıştı. 2009 yılında Kopenhag’da gerçekleşen başarısız iklim konferansından sonra C. Figueres, 2015 yılında Paris İklim Antlaşması’nın kabul edilmesine yol açan uluslararası işbirliğini yeniden inşa etti. “Kariyerimi iyimserlik ve işbirliğiyle, iklim değişikliğiyle mücadeleye adadım ve Impossible Foods yönetim kuruluna katılmak ömür boyu sürecek çevre aktivizmimi güçlendirmemi sağlıyor. Şirketin yenilikçi ve pazar odaklı yaklaşımı, insanları iklim krizimizin çözümünün bir parçası olmaları için güçlendiriyor” yorumlarında bulundu.

Impossible Foods’un CEO’su ve kurucusu Patrick O. Brown, “Christiana’nın felaketle sonuçlanabilecek iklim değişikliğini önleme hareketinde küresel bir lider olarak muazzam bir etkisi var. Temel çevre amacımızı takip ederken, özellikle de uluslararası genişlememizi hızlandırırken, onun rehberliğine sahip olmaktan dolayı heyecan duyuyoruz. Küresel toplulukla iklim değişikliği çözümleri konusunda çalışma deneyimi ve sezgileri, gezegeni kurtarma mücadelemizde paha biçilmez olacaktır” diyor.

Kaynak: https://www.larepublica.net/noticia/christiana-figueres-se-une-a-impossible-foods-para-combatir-efectos-climaticos-de-la-produccion-de-carne

Christiana Figueres, son on yılı daha önce deneyimlediğimiz her şeyin aksine, her şeye sahip olduğumuz on yıl olarak tanımlıyor. “Sermayemiz, teknolojimiz ve politikalarımız var, 2030’a kadar karbon emisyonlarımızı yarıya indirmek zorunda olduğumuzu anlayacak bilimsel bilgiye sahibiz. Yoldaki en önemli yol ayrımıyla karşı karşıyayız. Şimdiki gibi devam edersek, çok fazla insan acısı, biyolojik çeşitlilik kaybı, onarılamaz bir şekilde sürekli bir yıkım sürecine girmiş olacağız. Ya da diğer tarafta, yeniden yapılanma ve yenilenme yolunu seçebilir ve en azından iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini yönetilebilir bir şeye indirgeyebiliriz. Ebeveynlerimizin böyle bir bilgi birikimi, sermayesi ve teknolojisi yoktu. Bizim neslimiz bir şey yapmazsa çocuklarımızın bir şey yapması için çok geç olacak. Sınırsız çıkar ve israfa dayalı bir dünyada artık yaşayamayacağımızı anlamalıyız. Bilincimizi yenilemeli ve değiştirmeliyiz. Anlamamız gereken ilk şey, tavırlarımızı, davranış biçimlerimizi, alışkanlıklarımızı değiştirmememizin bir sonucu olarak bugün bu sonuçlarla karşı karşıyayız. Tüketici olma kavramı bizi sorumsuzca tüketme yönüne sürüklüyor. Özellikle ‘gelişmiş’ ülkelerde “Yeter artık!” denilen noktaya gelmeliyiz. Satın alma veya yatırım yapmadan veya gezegeni ve diğer insanları etkileyecek herhangi bir karar vermeden önce sorulması gereken soru şu olmalı: Buna gerçekten ihtiyacım var mı ve bu gezegendeki yaşam kalitesini iyi yönde etkilememe yardımcı oluyor mu?

Genç kadınları eğitmek ve kadınları karar alma masalarına oturmaları için güçlendirmek, iklim için yapabileceğimiz en güçlü şey. Kadınların daha işbirlikçi olma eğilimi var, çok daha uzun vadeli düşünme eğilimindeler ve bu da yapmamız gereken şeyin temeli. Kadınlar, yeni doğan çocukları ile ilgilenirken onları da bilinçlendirebilir.

İklim değişikliğine neden olanın insanlar olduğunu unutmaya ve sorumluluğu büyük şirketlere veya hükümetlere yıkma eğilimindeyiz. Gerçek şu ki, hepimiz buna katkıda bulunduk. Hepimiz karbon ayak izimizi azaltırsak, toplu olarak piyasaya bir sinyal vermiş oluruz. Açıkçası, şirketlerin kendi sorumlulukları vardır ancak halktan güçlü bir talep almaları bu yönde adım atmalarını sağlar.” diyor Christiana Figueres. Hayvan kullanımının gezegene, çevreye ve hayvanlara verdiği zararları da dile getirerek, insanları bu yönde olumlu adımlar atmaya teşvik ediyor.

 

KAYNAK

Kapak görseli: https://www.lowyinstitute.org/sites/default/files/interpreter-images/2012/10/Christiana-Figueres-UN-Photo.jpg

Belgesel: Cesur Barış (A Bold Peace: Costa Rica’s Path of Demilitarization) – Matthew Eddy, Michael Dreiling

Christiana Figueres – Tom Rivett-Carnac: The Future We Choose: Surviving the Climate Crisis

https://www.theguardian.com/environment/2020/feb/15/christiana-figueres-climate-emergency-this-is-the-decade-the-future-we-choose

https://vegnews.com/2021/1/paris-agreement-architect-joins-impossible-foods

Funda Uğraş

Arkeolog, araştırmacı. Üniversite eğitimi boyunca çeşitli kazı ve araştırma projelerinde çalıştı. Deneysel Arkeoloji, Kültürel Antropoloji, Prehistorik Arkeoloji ve Ekoloji alanlarında kendini geliştiriyor. 2013 yılından beri dreadhead, 2015 yılından beri vegan, hayvan hakları savunucusu, atıksız yaşamaya çalışıyor. Sürdürülebilir bir gelecek için değişime önce kendinden başladı ve şimdi çeşitli platformlarda insanlarda farkındalık yaratmaya, hayvanlar ve dünya yararına adımlar atmaya çalışıyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir