Live and Let Live Belgeseli

Hayvanlarla insanların ilişkisini derinlemesine anlatan Live and Let Live belgeseli vegan diyetin seçilmesinin sebepleri ve veganizm tarihi üzerinde duruyor. Çevresel şartların ve sağlık koşullarının birlikte değerlendirildiği belgeselde 6 farklı kişinin farklı nedenlerle neden vegan olma kararını aldıkları da röportaj şeklinde anlatılıyor. Live and Let Live Türkçe’ye ”Yaşa ve Yaşat” olarak çevrilmiş. Adından da anlaşılacağı gibi kendinden başka bir yaşama saygı duymak üzerine kurulu veganlığın anlatımını konu edinen 2013 Alman yapımı bu belgesel veganlığı daha farklı bir şekilde işlenmiş. Belgeselde Almanya başta olmak üzere Amerika ve İngiltere’deki veganların, hayvan hakları aktivistlerinin felsefe, amaç ve eylemleri açıkça seyirciyle paylaşılıyor.

Hiç Bir Farkı Yok

Live and Let Live belgeseli

Gerçekte günümüzde yaşanılan hayvan sömürüsünün geçmişte Afrikalı köleleri sömürmeyi normalleştirme sürecinden maalesef ki hiçbir farkı yok. Yemek veya ihtiyaç diyerek sömürülen ve öldürülen hayvanlar insanların doğumundan itibaren onlara öğretilen bağımlılıkların bir uzantılarıdır. İnsanlar bağımlılıkları olamadan da yaşayabilir; hayatlarını hiçbir yönde eksiklik çekmeden aynı konfor ve kalitede sürdürebilir. Bu duruma örnek olarak Live and Let Live belgeselinde vegan olan ve çeşitli üst düzey başarılara sahip olan sporcuların et yemeden sağlıklı bir şekilde spor kariyerlerini ve günlük hayatlarını sorunsuz bir şekilde sürdürdükleri anlatıyor. Röportaj gerçekleştirilen ve yaptıkları spor branşlarında üst düzey enerji sergileyen sporcular, vegan olmadan ve vegan olduktan sonraki yaşamları arasında bir değerlendirme yaptıklarında veganlığın onlara getirdiği hafifliği hayatlarının tüm alanlarında yaşadıklarını da dile getiriyorlar.

Sadece Beslenme Alanında Değil

Veganlık hayvan kullanımı ve sömürüsünü hayatımızın sadece beslenme alanından değil; tüm yaşamımızdan reddetmek anlamı da taşıyor. Belgeselde moda endüstrisinden hiç bahsedilmiyor. Bu eksikliği belgesele karşı olumsuz bir eleştiri olarak yöneltsek bile insanlara veganlığı ilk basamaktan anlatmak için beslenmeden başlamak aslında olması gereken bir başlangıç olarak görülebilir. Öldürülen hayvanları sofralarımızda yerken vahşice öldürüldüklerini hiç düşünmüyoruz eleştirisinden yola çıkıldığında tabağımızdaki etin aslında evimizde beslediğimiz köpeğin eti olabilme olabilme ihtimali arasında hiç farkı yok. Hayvanseverlik sadece kedi, köpek ve fanustaki balığı sevmek ve beslemekten daha fazlası olması gerekir. Bunu bilerek Live and Let Live belgeselini izlersek, izlediğimiz şeyler anlam kazanır ve belki de günlük hayatımızda vücut bulabilir.

Emekli Hayvanlar Çiftliği

Live and Let Live belgeseli

Belgeselde Almanya’da çiftliklerini hayvanlara açan bir çiftin, kurdukları yeni düzene ’emekli hayvanlar çiftliği’ adını verdiklerinden de bahsediliyor. Sadece bu kısım bile belgeselin ana fikrini çok açık ve net bir şekilde insanlara aktarabiliyor. Çiftlik sahibinin çocukluğu ve geçmişi hayvanlar üzerinden para kazanarak geçmiş. Tüm geçmişini reddederek doğru bildiği yolda yürüyen bir insanın böyle bir hayatı seçmesi tüm bahaneleri öne sürerek veganlığı seçmek için kendine set koyan insanlara da pozitif bir örnek teşkil ediyor. Çitlik sahibi neden bu şekilde bir seçim yaptığını anlatırken et tüketiminin sağlığa ve çevreye zararlarından da bahsediyor.

Etin çevre ve insan sağlığına zararlarını incelemek için Food And Agriculture Organization’nun (Gıda ve Tarım Örgütü) 2013’te yayınladığı rapora buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Yaşa ve Yaşat: Live and Let Live

Live and Let Live belgeseli

Bebeklikten itibaren koşullandığımız öğretilerimizle sorgusuz sualsiz sömürülen hayvanları tüketme eğilimimizi sorgulayan belgeseli solunum, kalp, kanser gibi hastalıkları olanlar mutlaka izlemeli ve onlara izletilmeli. Artık günümüzde birçok hastalığın vücudumuza hayvansal besinler aracılığıyla girdiği bilinen bir gerçek oldu. Hayvansal besinler tüketmek ne doğaya ne hayvanlara ne de insan bedenlerine iyi gelmiyor. Dahası artık doğayı yani evreni geri dönüşü olmayacak bir sona sokma yolunda hızla ilerliyoruz. Özetlemek gerekirse yaşamak için hayvanları kullanmak ve yemek zorunda değiliz. Yediğimiz yemekleri menüden seçmek sadece basit bir seçim değil artık. Yiyecek seçimlerimiz bir başka canlının hayatı ve istemesek de şiddet içeriyor. Live and Let Live belgeseli tüm bu konularda bilgilenmenizi sağlayacak bir belgesel.

Live and Let Live Belgeseli Fragmanı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir