‘SLAY’, moda endüstrisinin acımasız hayvan ticaretini gözler önüne seriyor

Yeni bir belgesel, moda endüstrisini greenwashing (yeşil aklama) ve hayvanlara kötü muamele uygulama konusunda ifşa ediyor.

Yapımcılığını 2017 çıkışlı What the Health ve Cowspiracy ile tanınan Keegan Kuhn’un yaptığı SLAY, film yapımcısı Rebecca Cappelli’nin hayvan derisi ticaretini araştırmak amacıyla dünya çapında gerçekleştirdiği yolculuğunu ekranlara sunuyor. 2018 yapımı gıda odaklı belgesel “Let us be Heroes”da da yer alan Cappelli; deri tabakhanelerinde, kürk çiftliklerinde, yün çiftliklerinde ve deri işleme fabrikalarında çekim yapmak amacıyla Avustralya, Çin, Hindistan, Avrupa, ABD ve Brezilya’ya ziyaretlerde bulundu.

Görsel: vkind

Cappelli filmin fragmanında şunları söylüyor:
“Son üç yılımı moda endüstrisinde hayvan derilerini araştırarak geçirdim. Endüstrinin; gezegen, insanlar ve elbette ki hayvanlar üzerinde zararlı bir etkisi var.”

“Birisi bana bu filmi çekerken keşfettiğimin yarısını bile söyleseydi, ona asla inanmazdım.”

Moda Endüstrisindeki Zulüm

Hayvan derilerini kullanmayı bırakan markaların sayısı gün geçtikçe artıyor (özellikle kürksüz üretim, kamuoyunun endüstriye bakışının şekillenmesinden sonra lüks markalar arasında popüler hale geldi), ancak moda endüstrisi hala zulümsüz olmaktan oldukça uzak.

SLAY’e göre, her yıl yaklaşık 2,5 milyar hayvan moda endüstrisi için katlediliyor. Bu sayının yaklaşık 1.4 milyarı ise deri endüstrisinin katlettikleri. (Deri endüstrisi sadece ineklerle sınırlı değil; domuzlar, kangurular, bufalolar, timsahlar ve yılanlar da derileri için öldürülüyor.)

Ancak Cappelli, belgeselin değişime yön vereceğini umuyor.

Belgeselin tanıtımı için yaklaşık 50.000 £ toplamayı umut eden SLAY’in Indiegogo sayfasında şöyle yazıyor: “Kolektif çabalarımız sayesinde Cowspiracy ve What the Health gibi belgesel filmler büyük bir küresel etki yarattı; bunu birlikte tekrar başarabiliriz.”

“Bu belgeselin, var olan çözümler aracılığıyla değişimi hızlandırmak için ana akım bir izleyici kitlesine ulaşmasını istiyoruz.”

Bitki Bazlı Deri Alternatifleri Artıyor

Modada inovasyon gelişiyor ve özellikle bitki bazlı deri endüstrisi daha yaygın hale geliyor.

Örneğin, 2021 yılında Game of Thrones dizisinin yıldız oyuncusu Maisie Williams, elma derisinden yapılmış bir çanta serisi tasarlamak amacıyla Coperni ile çalıştı. Yine geçtiğimiz yıl, Ganni, üretim aşamasında hayvansal deriyi tamamen ortadan kaldırmayı ve bunun yerine ayakkabıların üretimi için üzüm bazlı deri kullanmayı taahhüt etti.

Markanın kurucusu Nicolaj Reffstrup o zaman şu şekilde konuşmuştu: “Son derece kârlı olmasına rağmen hayvan derisinden üretilen ürünleri satmanın, yakın bir gelecekte, televizyonda sigara içmek gibi modası geçmiş olacak.”

Bitki bazlı deri sektörü artan talebe yönelik gün geçtikte genişleyen bir alana dönüşüyor. Özellikle sürdürülebilirlik kaygıları ile hem markalar hem de müşteriler bitki bazlı deri üretimine kaynak ayırmaya hazır. Meyve ve sebzelerin kabuklarından, kaktüs gibi bitkilerden, mantarlardan bitki bazlı deri üretiliyor. Hem gezegen, hem sürdürülebilirlik hem de hayvanlar için daha iyi olan bitkisel deri alternatiflerini tercih edenlerin sayısı her geçen gün artıyor.


Bu yazı ilginizi çekebilir: Vegan deri hakkında bilmeniz gerekenler


 

Kaynak: plantbasednews.org/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir